31 Mart 2012 Cumartesi

Otorite Kazanmak İçin "Dil"in Kötüye Kullanılması,Hayvan Çiftliği, George ORWELL


Romanda domuzların totaliter rejimlerini destekleyen pek çok unsur bulunmasına rağmen belki de bunların en önemlisi "dil"dir.İletişimin temel aracı olarak kullanılan "dil"in sadece başkalarıyla ilişki kurmaya,haberleşmeye yaradığını söyleyemeyiz; onun aynı zamanda rejimler ve hükümetler var etme gücünün olduğundan da söz etmemiz gerekir.

Kitabın başlarında "dil"in birleştirici yönü okuyucuyu karşılar.Çiftliğin saygın hayvanlarından Old Major, çiftlikteki hayvanların devrimci duygularını kabartan bir konuşma yapar."Sahip olduğumuz tek gerçek düşman insandır". Söylevin ana fikri budur ve söylev Hayvan Çiftliği'nde büyük yer tutacak olan propagandaların ilk işareti niteliğindedir. Old Major'ın konuşması hayvanları büyüler,onları enerji ile doldurur ve yine Old Major'ın güçlükle hatırladığı "İngiltere'nin Hayvanları" marşı çiftlik ahalisi tarafından daha ilk dinlemede ezberlenir. Öyle ki marş hayvanlarda çılgınca bir heyecan yaratır ve ileride, devrim sonrasında bir araya gelindiği zaman sık sık söylenecektir. Marş da propaganda vazifesi görür. Domuzlar işçi sınıfı hayvanlara ezberlenen marşı aynı anda ahengle söyleterek suni bir ihtişam ve asalet atmosferi yaratır.Marşın, hayvanları bireyselliklerinden uzaklaştırma ve tamamen özgür olmalarını sağlayacak yollardan saptırma gibi bir etkisi bulunduğunu söylemek yanlış olmaz.

Temelde hayvanların uymak zorunda olduğu "değiştirilemez yasalar" şeklinde tanımlanan "Yedi Emir" hayvan olmanın temel prensiplerinden meydana gelmektedir ve domuzlar tarafından üzerinde düşünülüp ortaya çıkarılmıştır.Bu yazılı kurallar "hayvan olma"nın temel ülkülerini ifade eder ve çiftlikteki hayvanlar için yeni bir yaşam için umut vadeder; öte yandan nutuklar ve marş gibi "Yedi Emir" de işçi sınıfını kontrol altında tutmanın başka bir yoludur.

Dilin anlamı çarpıtılabilir. Squealer ve diğer domuzlar hayvanların cahil olmasından faydalanır ve onlara eğitim vermeyi reddeder.Böylelikle istedikleri şeyi istedikleri gibi şekillendirip bilgisiz hayvanların beyinlerini yönetebilirler.Domuzlar turfanda elmaları kendileri  için ayırdığı zaman Squealer elmaları almalarının ve sütleri içmelerinin sebebinin menfaatleri gereği olmadığını; bilimin elma ve sütü beynin çalışmasında büyük faydası olduğunu kanıtladığını;bu sebeple beyin gücü olan domuzların istemeye istemeye sırf çiftliğin organizasyonu ve refahı için elma ve süt tükettiklerini belirtir. Bu hayvanların kendilerini domuzlar ile eşit olduklarına inanmalarına yeter. Bir başka örnek  Squealer'ın , Boxer ve Boxer'ın hastanedeki son dakikaları hakkında yaptığı söylev olabilir. Son derece  özverili,tüm benliğini çiftliğin menfaatlerine adamış bu atın acıklı sonu Squealer tarafından epey çarpıtılarak aktarılır: "Çok yaşa Hayvan Çiftliği! Çok Yaşa Yoldaş Napoleon! Napoleon her zaman haklıdır!" Üstelik Boxer'ın hayvan maması yapılmak üzere bir kasaba yollandığı hakkındaki "saçma dedikodu" da Squealer'ın muhteşem anlatısıyla bir anda unutulur.

Hayvan Çiftliği'nin lideri Napoleon da hayvanları kontrol etmek        amacıyla "dil"i kötüye kullanır. Devrimin ilk evrelerinde hiç bir aktif   rolü bulunmayan bu karakteri sonraları tüm kontrolü eline geçirmiş olarak görürüz.Snowball'ı devre dışı bırakmak için, alkol içebilmek için, kendisine karşı gelen hayvanları öldürmek için veya evde yaşamak için ve bunlardan ötürü cezalandırılmamak için Napoleon'un kullandığı en etkili silah dil ve hitabet sanatıdır. Tüm bunlar için elbette önce sağ kolu Squealer'ı kullanır ardından birer birer "emir"leri değiştirir. Öte yandan  Snowball'ın direk olarak kullandığı uslüp, O her ne kadar Jones'a karşı ansızın yapılan saldırıyı hazırlamış olsa da, hayvanlara liderlik  etmiş ve çatışma esnasında yaralanmış olsa da , toplum geliştikçe  "Hayvan Komiteleri"ne ilham vermiş;tavuklar için "Yumurta Üretim Kurulu"nu, koyunlar için "Daha Beyaz Yün Hareketi"ni başlatmış olsa da sonunda Snowball'a zarar vermiştir.

Propaganda,hitabet sanatı ve riyakarlığın en açık gerçeklere şekil verme hatta onları değiştirme gücü vardır.Romanda muhteşem bir reformcu olan Snowball adım adım karalanır. Squealer hayvanların bilincini bulandırmak için sıkı çalışır: "Cesaret yeterli değildir", der. "Sadakat ve itaat daha önemlidir. İnanıyorum ki Ahır Savaşı'nda, Snowball'ın yaptıklarının ne kadar abartılmış olduğunun farkedildiği zaman da gelecek. Disiplin yoldaşlar, disiplin! Bugünün sloganı budur. Tek bir yanlış adımla düşmanlarımız tepemize binebilir. Eminim yoldaşlar, Jones'u geri istemezsiniz." Snowball'ın kötülüğün kaynağı olduğu efsanesi böyle başlar. Söylenti Napoleon'u herşeyi düşünen bir lider ve çiftliğin yaratıcısı olarak göklere çıkararaktan kısa zamanda yayılır. Rüzgargülü yapma fikri tabiki Napoleon'a aittir fakat planlar  Snowball tarafından çalınmıştır. Rüzgargülü ilk rüzgarda hasar görüp yıkıldığı vakit Napoleon bizzat kendi öne atılıp iz peşine düşer ve Snowball'ın kokusunu aldığını ileri sürerek  gece ansızın gelip rüzgargülünü yıkan bu eski çiftlik sakinine kin kusar. Sonraki ilkbaharda Snowball'ın mısır çaldığı, yumurtaları kırdığı, filizlere zarar verdiği vs. farkedilir(!)  İneklerin de Snowball'ın gece gelip onlar uyurken sütlerini içtiğini açıklamalarıyla tipik bir uyutma dalgası sağlanmış olur.  

Napoleon derin bir araştırma yapılmasını emreder, Squealer hayvanları bilgilendirir, "Snowball, daha en başında Jones ile aynı taraftaymış! Onca zaman  Jones'un gizli ajanıymış! Tüm bunlar Snowball'ın geride bıraktığı ve bizim yeni keşfettiğimiz belgelerle kanıtlandı.". Squealer gerçeklerle doğruları karıştırıp hayvanların akıllarını bulandırır ve Napoleon'un Snowball'ı kovmakta haklı olduğunu düşünmelerini sağlar. "Liderliği bir zevk gibi düşünmeyin" ve " Liderlik derin ,bunun yanında ağır bir sorumluluktur"  sık kullandığı cümlelerdir. Bütün bu propagandalar hayvanların bir zamanlar devrimin kahramanı olan Snowball hakkında en azılı düşman olarak konuşmalarıni,hatta buna inanmalarını sağlarken Napoleon'un liderliği de kendilerine anlatılan yarımyamalak gerçeklerle saygı görür. Elbette Napoleon kendinden bekleneni yapar: emirleri birkaç sözcükle temelden değiştirir. Diğer domuzlarla çiftlik evinde yaşamaya ve yatakta yatmaya başladığında  "çarşaflı" sözcüğünü orjinali "hiçbir hayvan yatakta yatamaz" olan emire ekler ya da kendisine karşı direnişe kalkışan üç tavuğu katlettiğinde bir diğer kural değiştirilir "hiçbir hayvan başka bir hayvanı nedensiz öldüremez". Bunlara ek olarak insan davranışlarını ve insanlara has özellikleri engelleyen " dört ayak iyidir, iki ayak kötüdür" buyruğu " dört ayak iyidir, iki ayak daha iyidir" e dönüşür.

En sonda "Yedi Emir"in tek bir cümle halini aldığı görülür: "Bütün hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir." Bu durum dilin ,hitabet sanatının amacından saptırılarak ikiyüzlülükle buluşmasının, duyduğuna inanan ve söylenenlere uyması gerektiğini düşünen bir toplum oluşturmada liderler,yöneticiler tarafından kullanılabileceğini gösterir. Orwell "Hayvan Çiftliği" romanıyla etkili propagandanın,riyakar bir uslubun halkı sessiz tutabileceği; konuşma dilinin toplum üzerinde büyük etki yaratabileceği fikrini okuyucuya aktarır.

1 yorum: